Lucy Maud Montgomery
Lucy Maud Montgomery, 30 Kasım 1874 tarihinde Prens Edward Adaları, Clifton’da doğdu. Henüz yirmi bir aylıkken tüberküloz sebebiyle annesini kaybetti. Babası, o henüz yedi yaşındayken başka bir bölgeye taşındI ve Montgomery'yi büyükannesi ile büyükbabasına emanet etti. Montgomery, çok yalnız bir çocukluk geçirdi. Yalnızlığı ile başa çıkmak için hayali arkadaşlar ve kurgu dünyalar yarattı. Öyle ki hayali arkadaşlarına isimler vermişti ve onların, odasındaki kitaplığın arkasında bulunan bir peri odasında yaşadığına inanıyordu. Kuvvetli hayal gücü, onu tüm akranlarından ayırıyordu. Öyle ki bir kilise ayininde tavanda gördüğü gizli kapının ardında annesinin olduğunu düşündü ve onu oradan çıkarmak için neden etrafta bir merdiven bulunmadığını sorguladı. Tüm bunlar, yaratıcılığını geliştiren etmenlerdi.On üç yaşına geldiğinde günlüğüne, gecelekteki şöhretinin hayallerini görebildiğini yazdı. Kendisini okul arkadaşlarının arasında bir "harika" olarak görüyordu ve o yıllarda yayımlatmak üzere bir şiir yazdı. Şiir, gönderdiği dergilerce reddedildi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da yine günlüğüne, bir gün varacağımı biliyorum, yazdı.Cavendish'teki eğitimini tamamladıktan sonra babası ve üvey annesinin yanında kalmaya başladı. Bu süreçte Charlottetown gazetesi The Daily Patriot'ta On Cape LeForce isimli bir şiiri yayımlandı. Bunu, gazetelerde yayımladığı makaleler takip etti ancak üvey annesi ile yaşamaktan çok mutsuzdu. Bu sebeple Cavendish'e döndü.Montgomery, 1893 yılında öğretmenlik lisansı almak için Charlottetown'daki Prince of Wales College'a katıldı. Huzurlu bir ada kırsalında geçirdiği günler, onun ilerleyen yaşamında kaleme alacağı Anne serisinin de temelini attı. Sık sık tek başına yürüyüşler yapan Montgomery, doğa ile duygusal birlik kurmayı ilk kez burada keşfetti. Bu duygusal birlik ilkesini daha sonra Emily of New Moon üçlemesindeki Emily Byrd Starr karakteri üzerinden açıkladı. Oldukça ruhani bir kadın olan Montgomery, keşifanını günlüğüne şu şekilde kaydetti: Hayatın sıradanlıkları arasında, ideal bir güzellik krallığına çok yakındım. Onunla benim aramda sadece ince bir perde vardı. Onu asla tam olarak kenara çekemedim, ama bazen bir rüzgar dalgalandı. Ötedeki büyüleyici diyarın bir anını yakalar gibiydim -sadece bir an için- ama o bakışlar hayatı her zaman değerli kılmıştı.
Kitaplarla geçen yaşamı içinde evlenen ve çocuk sahibi olan Montgomery; bir taraftan annelik, bir taraftan da eşinin geçirdiği ağır depresif bozukluk nedeniyle depresyona girdi. Yazdıklarıyla dünyaya neşe vermiş, umut saçmış bir kadın fazla mutsuz bir hayatı vardı. 1918-1919 yıllarında tüm dünyayı kasıp kavuran İspanyol gribinin ağına düştü ve âdeta ölümden döndü. Yaşadığı depresyon nöbetleri ve migren ağrılarının, bastırılmış olan tutkuları ve ona musallat olan bir hayalet yüzünden olduğuna inanmaktaydı.
24 Nisan 1942'ye gelindiğinde Toronto'daki evinde ölü olarak bulundu. Ölüm nedeni, başlangıçta koroner tromboz olarak tespit edilse de 2008 Eylül'de torunu Kate Macdonald Butler, Montgomery'nin depresyondan muzdarip olarak aşırı dozda uyuşrucu madde alıp hayatına son vermiş olabileceğini açıkladı. Kaynak: https://www.elipskitap.com.tr/yazar/lucy-maud-montgomery/
https://www.elipskitap.com.tr/urun/annein-hayaller-evi/https://www.elipskitap.com.tr/urun/avonleali-anne/https://www.elipskitap.com.tr/urun/adanin-kizi-anne/https://www.elipskitap.com.tr/urun/yesilin-kizi-anne/