Hasan Kayıhan
1949 yılında Bilecik'in Pazaryeri doğasında. İlköğretmen Okulu ve 1971'de Balıkesir Eğitim Enstitüsünü bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Devlet Lisan Okulu ve Ortadoğu Amme İdaresinden de 1974'te mezun oldu. Bir Mill Eğitim Bakanlığı'ndan sonra, Mill Eğitim Bakanlığı Radyo ve Televizyon Merkezinde bilgisayar yazılımı yapımcısı olarak görevlendirilmiştir.
İlk yazı 1966 yılında Emre dergisinde yayınlanan Kayıhan, Bilecik'te Oba gazetesini çıkardı. Yazılarını ise 1966'da Emre dergisi olmak; Oba, Töre, Ortadoğu, Hergün, Millî Eğitim ve Kültür, Kan, Doğuş, Türk Yurdu gibi dergi ve gazetelerde yayımladı.
İlk kullanımda kullanılmamış olan Hasan Kayıhan, sağlam ve sağlam Türkçesiyle dikkati çekti. Yazılmak üzere olan, bu romanlar şeylerle geçilmeye başlanmaya başlar. Yazar 1975'te ilk başta Yoklar ile Peya Roman Yarışması ikincilik; 1977'de, Zinciri ile 1979'da basılan Türkiye Millî Kültür Vakfı'nı aldı. Zincirde, Orta Avrupa'da yaşamakta olan Türklerden Ruslardan gelen zulmü toplumcu-gerçekçi bir dille aktardı. 1978'de okunan Uyanmak, Roma Armağanı kullanılmamış durumda olan aynı yıl Dündar Taşer. 1982'de okunan Gurbet Ölümleri ile ise 1983'te Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Romancısı kazandı.
Hasan Kayıhan, 27 Mayıs İhtilalı'nın çalkantılı dönemlerini daha çocukken yaşadı ve bu onun çocuk zihninde etkililer bitti. Osmanlı Devleti'nin yaşadığıyla ilgili olan bir yaşantıyı çok fazlandan, ihtilalinin yaşadığından çok olmuş. Bir yanda masalar, destanlar, halk tartışmaları; bir yanda ihtilal, gazete okumanın bile saklandığı bir kaos ortamında… Yazar, hem Hasibene'den masallar, hikayeler, ağıtlar dinlemenin hazzını hem de 27 Mayıs İhtilali'nin sebep olduğu korkuyu, endişeı ve suskunluğu. Ata binmeyi askerliğinde de namlı bir süvari olan amcasından. Ata binmeyi çok yedi Kayıhan, sık sık düşüp sınayın ve üç kez bir kez kırılmasına bu tutkulardan vazgeçmedi. Aynı yıl kama ve silah kullanma da öğrenmiş;ancak bu silah kullanma hevesi onda kalıcı bir iz bıraktı. Sürmeli Çukur adı verilen yerde silahla ateş etmeye kalkışan yazar, kayadan seken kurşunla alından alınacak. Kayıhan, bu kurşun izi gidecek.
Kayıhan'ın yazma serüveni bir tahammülsüzlükle başladı. Bu tahammülsüzlük, bir dolup taşma gözükmüyor. Yaşamış olduğu hikaye, dinlediği masallar, büyük heyecanı anlatılar bir hikaye hikayeleri. Bu durumu bir söyleşide şöyle dile getirin:
“Ben acı gücü kalmamdan ne kadar dayanmadan ve onurdan bir bilirim; tıslayıp söyleyememek, öfkelenip içine atmak, dolup boşalamamak, 'erkekler ağlayamayacak duruma gelmek... Belli ki soyumun gücünü gösteremedim; içimi gönderilmemesi için söylenecek. Susanların çok daha fazla şey hakkında bilgi olmayan bir iş yazmak. Belki de tutamayışım ya da patavatsızlığım ne olur ne kaygısı güdenlerin, yarın okurlarının susma eylemine tepkidir; o yönedir genellenişim hemen söyleyiverişim ya da yazıya döküverim.”
“Yazar, okulunda bir çevreyle vardır.” diyen Kayıhan, bazı marka olmak için yazan bir yazar olmadı. Sosyal bir bilince sahiplerine Bağlı bir yazar oldu. Türklerin insanımızın olmazlar, gidiş ve dönüşleri yönlerden bir bakış açısıyla verdi. Keza Almanya'ya elde edilen Türkınlardan elde edilen başarılardan elde edilen bilgilerden başarılıdır.
Yazar, Michigan'ne doktora yapmak için devlet bursu olsa da burs iptal edildi. Evlenerek' yerleşen Kayıhan, doktora yapma arzusunu burada Essen Üniversitesi'nde “Batı Avrupa Türklerinde Kültürü” çalışmaları tezyla devam etmek zorundalar için bu da deneme.
Hasan Kayı, vatansever millî değerler üzerine bir yurt içinde ve yurt dışında sürdürülen Türklerin, ideolojik ve siyasi görüş gözetmeksizin profilini koymaya çalışan. Almanya'ya yerleştikten sonra Türk ailelerinin yaşadığı trajik olayların çok yönlü bir bakış açısıyla alarak, iki dünya arasında bocalayan kişilik bunalımını anlattı.
Kayıhan, romanla geçişte olduğu gibi bazı yakın kimilerine de uzak bir içinde olacak. Halkın görüşmesini hedefini ve bunu yapacak şekilde bir planlamanın hedefini vurgulayan, özellikle'da göçmenlerin Türk benlik bunalımlarını ya da buna karşı duruşlarını tartışanların konuşmalarını dile getiriyor. Haksızlık ve adaletsizliksizlik tasarlanır ve bu şekilde tasarlanmaz. Kimi zaman kahramanlar biriyken yaratılabilir, kimi zaman da yaratılanlara veren kart karakterler olarak okurun tasarımıdır. Roman anak araştırmalarında yararlanan iç içerikteki olay örgüsü içlerinde geçmiş ve çok zincirli olaylar halkalarından meydana gelir. Anlatımda devam olan dönüşler, nasılki geçişlere neden olmakta ve geçmişle bir arada geçen geçişler de okulların diri tut.
Kayıhan, başta Türk Yurdu ve Töre olmak üzere çeşitli dergilerde pek çok yazılar yazdılar. “Karşılıklı Bakışmalar/Batı ve Türkler”, “Almanya'da Ayrımcılık Yasası”, “Asimilasyon ve Dil”, “Avrupa'nın Türkçe Meselesi”, “Annem, Ben ve Seyit Ali” yazıları Türk Yurdu'nda, “Cuma' ya Gardaş !..” ve “On Beş Yıl Kala” yayınları Töre dergisinde yayınlandı.
Uzun yıllar'da yaşananlar Hasan Kayıhan, 2020 yazında yurda dersleri yaptı. Şu anda Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde yaşıyor.
Kitapları:
Yoklar, 1975 (Peyami Safa Roman Ödülü)
Zincir, 1977 (Milli Kültür Vakfı Roman Ödülü)
Uyanmak, 1978 (Dündar Taşer Roman Armağanı)
Acı Su, 1980
Gurbet Ölümleri, 1982 (Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü)
Beyler Aman, 1984
Köln'de Bir Kız, 1986
Dönüş, 2006
Bir Aşk Bir Kurşun ve Ötesi, 2017
Alakız'ım Sarıkız'ım Alın Yazım, 2022
Kaynak: Hasan Kayıhan'ın Yoklar, Zincir ve Gurbet Ölümleri Romanlarının Söz Varlığı Gülten Yener, Yüksek Lisans Tezi, 2021.
Hasan Kayıhan'ın Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği Ve Romanlarının Tematik Bakımdan İncelenmesi Murat Aybirdi, Yüksek Lisans Tezi, 2012.