Cesare Pavese
9 Eylül 1908’de, İtalya’nın kuzeyinde yer alan Belbo Vadisi’ne yakın Santa Stefano Belbo adlı bir köyde doğdu. Küçük yaştayken yine İtalya’nın kuzeyinde bulunan Torino’ya taşındı. İlkokuldan itibaren eğitimini burada almaya başlayan Pavese edebiyata, özellikle de İngilizce kaleme alınan edebî eserlere büyük ilgi duydu. Bu merakını temel alarak eğitimine, Torino Üniversitesi Edebiyat Bölümünde devam etti.
Kariyerinin ilk yıllarında Amerikan ve İngiliz edebiyatlarından eserleri çevirerek İtalyancaya kazandırdı. Bunun yanı sıra edebiyat öğretmenliği de yaptı. Edebî kariyerinde ise onu, döneminin seçkin İtalyan edebiyatçılarından biri yapan roman, öykü ve şiirlerini kaleme aldı. Şiirlerinde ve bilhassa romanlarında varoluşçu bir yaklaşım sergiledi. Savaş ve faşizmle ilgili mücadeleleri oldukça dikkat çekti; yazar, İtalyan edebiyatının simgesi konumuna gelen edebiyatçılarından biri oldu. Eserlerinde işlediği yalnızlık, çelişki, çaresizlik ve bastırılmışlık hissi gibi temalar; onun bu konuma taşınmasında önemli rol oynadı. Pavese, psikolojik temaların yanı sıra savaş ve savaş sonrasını işleyen eserler de kaleme aldı, ayrıca savaş bağlamındaki psikolojik temalara da yer verdi. Tüm bu temalar, aslında kendi yaşamının ve yaşadığı süre boyunca deneyimlediği sıkıntıların, bunalımların, çaresizliklerin, çıkmazların ve yalnızlık hissinin doğrudan yansıması olarak karşılık buldu. Eserlerindeki başkahramanların içinde bulundukları acımasız ve karmaşık dünyayı, iç dünyalarındaki umutsuzluk ve yalnızlık duygularını oldukça başarılı bir şekilde okuruna aktardı çünkü Pavese, tüm bu güçlükleri bizzat deneyimledi. Bu açıdan Pavese’nin eserleri, şahsi iç ve dış dünyasına ayna tutan kaynaklar olarak kabul edildi.
1933 yılında kurukan Einaudi Yayınevi'nin kurucuları arasında yer aldı ve faşizm karşıtı yazıları nedeniyle 1935 yılında tutuklandı. Yazar; bir yıl süren tutukluluk sürecinde de şiir, öykü ve roman yazma çalışmalarına devam etti.
Şiirlerinde, anlatı havasını koruyan bir üslup sergiledi. Şiire bakışını şu sözlerle dile getirdi: “Şiir yazmakla bir konu üzerinde çalışmak arasında bana daha büyük ve daha sürekli bir rahatlık veren, ikincisidir. Gel gelelim, her zaman şiir yazmayı düşünerek çalıştığımı da unutmuyorum. Ama temelde, insana can veren kanın akıp gittiği kapanmaz bir yaradır şiir yazmak.”
Pavese’nin yaşadığı dönemde Benito Mussolini, Başbakan olarak İtalya’nın başına geçti ve bunun üzerine faşist bir rejimin altına giren İtalyan halkında antifaşist örgütler oluşmaya, faşizme karşı çalışmalar yürütülmeye başlandı. İtalya, 1945’te İkinci Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğradıktan sonra Nazi Almanyası Kuzey İtalya’yı işgal altına aldı. Bunun sonucu olarak tüm ülkeyi yıllardır kasıp kavuran faşizm-komünizm iç çatışmasının çapı genişledi ve daha da karmaşıklaştı.
Yazar, savaşa karşı tutumunu bir romanında şu şekilde ele aldı: “Savaş insanı barbarlaştırır çünkü insanın bir savaşa katılabilmesi için kendisini her türlü pişmanlığa, inceliğe ve soylu değerlere karşı duygusuzlaştırması gerekir. İnsan sanki bu değerler yokmuşçasına yaşamak zorundadır ve savaş bittiği zaman o değerlere yeniden dönebilme gücünü de yitirmiştir.”
Yaşamı İtalya’nın kuzeyinde geçen Pavese, böylesi bir karmaşanın içinde büyüdü ve eğitim gördü. Faşizme karşı olduğu için komünist grupların çalışmalarına dâhil oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlamasının ardından İtalyan Komünist Partisi’ne katıldı ve partinin gazetesinde görev yaptı. 1943’te İtalya’nın kuzeyinde başlayan Alman işgalinin ardından Torino’nun sokaklarının Alman askerleri ile dolup taştığını gören Pavese, Torino’nun yakınlarındaki bir tepede ikamet eden kız kardeşinin yanına sığındı.
Antifaşist kitleler ve faaliyetlerle ilişkisi olsa da savaşa ve “partizanlar” olarak adlandırılan, faşizmle mücadele eden direnişçilere dâhil olmak istemedi. Ancak çevresindeki birçok arkadaşının totaliter rejime ve Alman işgaline karşı etkin şekilde mücadele ettiğini, hatta birçoğunun bu yolda yaşamlarını yitirdiğini gördü. Bu durum, çekingen ve içine kapanık bir kişiliğe sahip olan Pavese’nin hem kendisini daha da yalnız hissetmesine hem de suçluluk duymasına yol açtı.
Çocukluğunun ve sonraki yıllarda yaz aylarının geçtiği Kuzey İtalya’nın kırsalları ile Torino’ya güçlü bir şekilde bağlıydı, eserlerinde de bu bağlarına sıklıkla yer verdi. Romanlarında ve kısa öykülerinde yalnızlık, savaşın ve yaşamın vahşeti, umutsuzluk, intihar ve ölüm gibi karamsar temalara yer verirken bir taraftan da tepelerden, kırsallardan, vadilerden sevgi ve özlemle bahsetti.
Gençlik yıllarında bir arkadaşı ve öğrencisi, intihar ederek yaşamlarına son verdi. Tanık olduğu bu ölümler Pavese'yi intihar düşüncesine itekledi ve bu düşünce yaşamı boyunca peşini bırakmadı.
İçinde bulunduğu bunalım ve umutsuzluğa aşk hayatında yaşadığı sorunlar da eklenince mutluluk ve huzurdan tüm ümidini kesen Pavese 41 yaşında, edebî kariyerinin doruklarında, Strega Ödülü’nü aldıktan kısa bir süre sonra, 27 Ağustos 1950 tarihinde Torino’da bulunan bir otelde intihar ederek yaşamını sonlandırdı.
Ölümünden kısa bir süre önce günlüğüne yazdığı notlar şunlardı: “(…) Şimdi, kendime göre, girdabın içine girdim; güçsüzlüğümü seyrediyor, onu iliklerimde hissediyor, beni ezen siyasal sorumluluğu yüklenemiyorum. Bunun tek çözümü var: İntihar.”
Pavese, ilerleyen yıllarda birçok şair ve yazara ilham verdi, kaynaklık etti ve etkiledi. Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Tezer Özlü de Cesare Pavese etkisinin, metinlerinde açıkça gözlemlendiği isimler arasında yer aldı.
Kısa yaşamı boyunca kaleme aldığı bazı önemli eserleri şunlardır: Senin Köylerin (1941 – roman), Ağustosta Tatil (1946 – öykü), Yoldaş (1947 – roman), Leuko ile Söyleşiler (1947 – deneme), Tepelerdeki Şeytan (1948 – roman), Tepedeki Ev (1949 – roman), Güzel Yaz (1949 – roman), Ay ve Şenlik Ateşleri (1950 – roman), Yaşama Uğraşı (1935-1950 – günlük), Yalnız Kadınlar Arasında (1949 – roman), Çalışmak Yorar (1936 ve 1943 – şiir derlemesi).
Kaynak: https://www.temayayinlari.com/yazar/cesare-pavese/
Nermin Şerif Yiğit, Tezer Özlü'nün Yaşamı, Yazınsal Kişiliği, Yapıtları ve Kurmaca Metinlerinde Cesare Pavese Etkisi, Selçuk Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010.
https://www.temayayinlari.com/urun/tepedeki-ev/